Tülay Hatimoğulları: Alevi toplumu boyun eğmedi, eğmeyecek

Dersim Tertelesi’nin yıl dönümünde konuşan Tülay Hatimoğulları, birlikte yaşam için hakikatle yüzleşme ve araştırma komisyonlarının oluşturulması gerektiğini belirtirken, Keskin Bayındır "Dersim halkı bu zulüm ve kıyıma karşı sessiz kalmayacak" dedi.

DERSIM TERTELESİ'NİN YIL DÖNÜMÜ

Dêrsim’de 4 Mayıs 1937 tarihinde başlatılan katliamın yıl dönümü dolayısıyla Seyid Rıza Meydanı’nda anma düzenlendi.

Anmaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Parti Milletvekili Ayten Kordu, Dersim Belediye Eş Başkanları Birsen Orhan ve Cevdet Konak, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanları, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı, Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı, Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, kentteki sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.

Seyid Rıza'nın fotoğrafının iliştirildiği "Dersim Tertelesini unutma" yazılı pankartın yanı sıra Dersim Katliamına dair fotoğrafların yer aldığı dövizlerin taşındığı anmada, Tülay Hatimoğulları bir konuşma gerçekleştirdi. 

Dersim Tertelesi’nde katledilenleri anan Tülay Hatimoğulları, “Dersim Katliamı, Türkiye tarihinin görmüş olduğu en büyük Alevi katliamlarından biridir. Koçgirî, Dersim, Sivas, Çorum, Gazi ve Suriye’de sınırın öte yanında Alevi kardeşlerimiz katledildi. Tarih boyunca Aleviler, bu topraklarda katledilerek yok edilmek istendi. Alevileri asimilasyona maruz bırakmak için ellerinden gelen her türlü çabayı gösterdiler. Bu ülke, kurulduğu günden bugüne kadar farklı halklara ve inançlara tahammül etmeyen, tekçi ve ırkçı ideolojik bir anlayışla geldi. Bugün hala ne yazık ki bunun izlerini, bunun sonuçlarını en ağır şekilde yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

21. YÜZYILDA ALEVİLER HALA HEDEF HALİNE GETİRİLİYOR

Bunca Alevi katliamının gerçekleştiği bir tarihin geride bırakıldığı 21.yüzyılda bile Alevilerin hala hedef haline getirildiğine dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Alevi canlarımızın evleri işaretleniyor, hedef haline getiriliyorlar. Sadece bu mudur, değil. Tıpkı tarih boyunca resmi ideolojinin Alevileri yok etmeye, asimile ederek dönüştürmeye ve sürmeye çalıştığı gibi, bu inancı bu topraklardan silmeye çalıştığı gibi, şimdi de bu iktidar aynı şekilde farklı versiyonlarda çalışmalarını sürdürüyor. Alevilik inancını Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlamaları aslında tarih boyunca Alevilere uygulanan politikaların yeni bir boyuta geldiğini gösteriyor.

ALEVİ TOPLUMU BOYUN EĞMEDİ, EĞMEYECEK

Alevi toplumu asimilasyon politikasına karşı hiçbir biçimde boyun eğmedi, eğmeyecek. Aleviler hiçbir zaman geri adım atmadı, şimdiden sonra da geri adım atmayacak. Dersim Katliamında, Aleviler için uygulanan bütün bu politikalarda Munzur kan aktı ama buna rağmen hiçbir biçimde Aleviler yaşam tarzlarından ve inançlarından geri adım atmadı. Aleviler Dersim’de süngü uçlarındaydı, namlunun ucundaydı. Burada, 38 Kayalıklarında kadınlar tecavüze uğramamak için kendi canına kıydı ama geri adım atılmadı. Şimdi bizler bir kez daha diyoruz ki Alevilik inancı bu coğrafyanın hakikatidir; tarih boyunca katliamlarla ve asimilasyon politikalarıyla diz çökmedi, çökmeyecek. Bundan sonra bizlere düşen en büyük görev, bu coğrafyada bütün farklı halklar ve inançlar birbirimize sarılarak birlikte yaşamak. Sadece bu yetmez. Bu ülkede yaşayan farklı bütün halklardan ve inançlardan insanların, bu ülkenin asli yurttaşları olarak eşit yurttaşlık temelinde kendi rengiyle ve kendi inancıyla yaşamları anayasal güvence altına alınmalıdır.

YÜZLEŞME VE HAKİKAT KOMİSYONLARI KURULMALI

Bu topraklarda yapılması gereken en acil işlerden biri, başta parlamentoda olmak üzere, hakikatle yüzleşme ve araştırma komisyonlarının oluşturulmasıdır. Bu komisyonların aynı zamanda Dersim'in Kayıp Kızlarını araştırması gerekiyor. Dersim’in Kayıp Kızları bu coğrafyada yaşatılan zulmün hakikatidir. Yine Seyid Rıza başta olmak üzere o dönemde katledilmiş olan bütün canlarımızın mezar yerlerinin olması, bu talebin yerine gelmesi gerekiyor. Devletin bu gerçeklikle yüzleşerek özür dilemesi gerekiyor. Ortak ve birlikte yaşamı böyle tesis edebiliriz. Buradan bir kez daha yaşamını yitirmiş bütün canları anıyorum. Seyid Rıza’nın huzurunda, onun anıtının önünde söz veriyoruz. O nasıl diz çökmediyse bizler de 21. yüzyılda bizi tekleştirmek isteyen, inancımızdan uzaklaştırmak isteyen bu rejime karşı; bizleri Kürtlüğümüzden, Araplığımızdan, Aleviliğimizden, farklılığımızdan ve gerçekliğimizden koparmak isteyen bu ceberut ideoloji ve iktidarlara karşı Seyid Rıza’nın, Baba İshakların, Pir Sultanların torunları olarak bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Canları asla unutmadık, unutmayacağız.”

BAYINDIR: DERSİM HALKI SESSİZ KALMAYACAK 

DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ise, 87 yıl önce on binlerce Alevi yurttaşın devlet eliyle katledildiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Dêrsim hala Kürt halkının kabuk tutmayan yarası olarak duruyor. Dersim’deki her taşın altında ve her ağacın üstünde her zaman Seyit Rıza olacak. 87 yıldır zulme ve katliama karşı mücadelemiz devam ediyor. Bu katliama karşı Kürt halkı mücadele ediyor. Bizler Pir Seyit Rıza’nın ve yol arkadaşlarının mezar yerleri bulunana, Dêrsim’in ismi resmi olarak kabul edilene,  bu katliama karşı hakikat komisyonu kurulana kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz.”

Dêrsim halkına karşı katliamın farklı şekilde devam ettirildiğini söyleyen Bayındır,  “Bugün Dêrsim halkı ve Kurdistan halkı bu zulmü kabul etmediğini beyan ediyor.  Bunlara karşı mücadele ediyor.  2012 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Devlet adına eğer özür dilenmesi gerekiyorsa; özür dilerim’ dedi. Ama bu söylemi sadece sözde kaldı. Hiçbir adım atılmadı. Bu zamana kadar Dêrsim’e karşı asimilasyon ve soykırım devam ediyor. Nasıl ki Seyit Rıza ve yoldaşları 100 yıl önce boyun eğmedi, bugün de Dêrsim halkı bu zulüm ve kıyıma karşı sessiz kalmayacak.  Elele verip bu zulme karşı mücadelemize devam edeceğiz. Ve diyoruz ki bu zulme karşı devlet bu katliamı kabul etmeden hakları iade etmeden bu mücadele son bulmayacak” diye konuştu. Bayındır, “Bugün burada 200 kişi yokuz belki ama Kurdistan ve dünyada mazlum halklar Dêrsim halkının bu mücadelesine destek veriyor.  Biliyoruz ki Dêrsim halkı ve bizim bu mücadelemiz mutlaka başarıya ulaşacak. Bir kez daha Türkiye devletinin katlettiği on binlerce canın hatırası karşısında saygıyla eğiliyorum” diye konuştu. 

KULU: SİSTEM İDEOLOJİSİNE UYMAYANLARI YOK SAYIYOR 

Dersim Dernekleri Federasyonu Başkan Yardımcısı Hüseyin Kulu ise, “Dersim’in acıları günümüzde de devam ediyor. Mevcut sistem kendine engel gördüğü, kendi görüşüne uymadığı için sadece insani anlamda değil, kültürel anlamda da, inanç anlamında da yok sayıyor. Yetmiyor barajlar yapıyor, altın madenleri için izinler veriyor, parsel parsel satıyor. Dêrsim’in sorunlarının karşısında bir karşı duruş bekliyoruz. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Unutursak kalbimiz kurusun” ifadelerini kullandı. 

Anmada, yapılan konuşmalarda katliam lanetlenerek, yaşamını yitirenlerin mücadelesinin süreceği mesajları verildi.