İngiliz vekiller, şirketleri daha şeffaf çalışmaya zorlayan kölelik karşıtı bir yasayı onayladı.

Bu yasa Avrupa'da kendi türünde bir ilki ifade ediyor. "Modern kölelik" adı verilen yasa tasarısı özellikle köleliğe ilişkin suçlara ömür boyu hapis cezası ve yasanın uygulanışını koordine etmek amacıyla bir müfettişlik kurulmasını öngörüyor.

Resmi rakamlara göre İngiltere'de bugün 13 bin kişi, fuhuş, hizmetçi, tarım veya balık avcılığı gibi sektörlerde kölelik koşullarında çalışıyor.

Bu rakamlara bakıldığında, insan ticaretinin potansiyel mağduru olarak yetkili makamlara sunulan kişilerin yarısının Arnavutluk, Nijerya, Vietnam, Romanya ve Slovakyalı olduğu görülüyor.

Bu konudaki uzman dernekler, genellikle kendileriyle aynı ülkeden gelen birinin mağdurlara iş vaadinde bulunduğunu belirtiyor.

Mağdurlar, İngiltere'ye ulaştıktan sonra yol ve barınma borçlarını ödemeleri için korkunç koşullarda çalışmaya zorlanıyorlar.

İngiliz İçişleri Bakanı Theresa May, modern köleliğin "bugün toplumda yeri olmayan ürkütücü bir suç" olduğunu söyledi.

İçişleri Bakanı, "Bu sadece bu kişilerin onuru ve insanlığına bir hakaret değil, ama aynı zamanda her birimize hakarettir" dedi.

Kölelik karşıtı dernekler, kabul edilen tasarıyı genel anlamda iyi karşıladılar ancak mağdurları koruma konusunda yetersiz olduğunu düşünüyorlar.

Mevcut durumda evlerde çalışan göçmenler, işlerini terk ettiklerinde vizelerinin ellerinden alınması riskiyle karşı karşıyalar.

İşveren, bu göçmenlerin haklarını suiistimal ettiğinde bile, göçmenler vizelerinin ellerinden alınması endişesiyle tepkilerini ortaya koyamayabiliyorlar.

İngiliz parlamenterler, yasada bu yönlü bir düzenleme yapılmasını da tartışmaya başladılar.

Kabul edilen yasa ayrıca, şirketlerin kendilerine mal sağlayanların kölelik ve insan ticareti yapmalarını engellemek için aldıkları tedbirlere ilişkin yıllık bildirimde bulunmasını öngörüyor.

Londra merkezli Uluslararası Kölelik Karşıtı (Anti-Slavery International) sivil toplum örgütü sözcüsü Jakub Sobik, "Bu doğru yolda çok küçük bir adım. Daha uzağa gitmeli ve şirketleri ürettiklerinden sorumlu kılmalı" dedi.

Yasa tasarının nihai biçimi Çarşamba günü Parlamento'nun üst kanadı Lordlar Kamarası'nda oylandı. Parlamenterlerin yasada bir dizi düzenlemede daha bulunması gerekiyor. Tasarının daha sonra anayasal bir formalite olan, Kraliçe II. Elizabeth tarafından ay sonuna kadar imzalanması gerekecek.